-Kısırlıkta aşılama tedavisinin başarı oranı nedir?
Aşılama tedavisinin başarısı % 5-15 arasında değişmektedir. Başarı oranı, kısırlığın nedenine bağlı olarak değişir. Aşılama, sebebi açıklanamayan kısırlığı olan hastalarda, sperm geçişini sınırlayan rahim ağzına sahip olan kadınlarda ve etkili bir şekilde boşalma yapamayan erkeklerde en iyi sonucu verir. Aşılama tedavisi en fazla 3 kez uygulanmalıdır. Üç kez uygulandığı halde gebelik olmamışsa, tüp bebek tedavisine başlamak gerekir.
Tüp bebek yöntemlerinde laboratuvarda döllenme, aşılama da ise tüplerde doğal olarak döllenme olmaktadır. Tüp bebek işleminde, laboratuvarda döllenme olduktan sonra, geliştirilen embriyo hekimler tarafından direkt olarak rahim içine transfer edilerek gebelik elde edilir. Aşılamada ise, sperm aşılamasından sonra döllenme tüp içinde doğal olarak olduktan sonra, embriyo tüplerden rahim içine doğal olarak göç ederek rahim iç tabakasına yapışır ve gebelik olur. Bu sebeplerden dolayı tüp bebek başarı oranı, aşılamadan çok daha yüksek olmaktadır.
-10-14 gün süreyle ilaç tedavisi verilerek folliküller (follikül sıvılarının içlerinde yumurtalar bulunur) büyütülür. Yumurtalar belli büyüklüğe ulaşınca çatlatma iğnesi verilir. Çatlatma iğnesinden 36 saat sonra ultrason yardımı ile (anestezi verilerek) yumurtalar toplanır.
-Yumurtaların toplandığı gün kadının eşinden laboratuar ortamında ve genellikle mastürbasyonla spermler elde edilir. Bazen erkekde sperm olmaz (azoospermi) ise, sperm mikroTESE (mikroskop altında erkek yumurtalarından biyopsi alınarak sperm eldesi), TESA (İğne ile erkek yumurtalarından sperm aspirasyonu), PESA (İğne ile erkek kanallarından aspire edilen meninin içindeki spermler elde edilir) ve MESA (Mikroskop altında yapılan küçük ameliyatla erkek kanallarından meni alınır ve meni içindeki spermler elde edilir) gibi yardımcı tekniklerle elde edilmeye çalışılır.
-Elde edilen yumurta ve spermlerin döllenmesi ise embriyoloji laboratuarında IVF (=In-vitro fertilization) ya da Mikroenjeksiyon (ICSI=Intracytoplasmic sperm injection) yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilir.
-Yumurtalar döllendikten sonra embriyo gelişim dönemi olur(embriyogenez). Embriyo(-lar) gelişimlerinin 2.-5. günleri arası ve tercihen 5. gün rahim içine transfer edilir. Embriyo transferinden 11-12 gün sonra alınan kanda bakılan beta-hCG testi ile gebelik tesbiti yapılır. Kalan embriyolar dondurularak saklanır.
-Dondurulmuş embriyo transferi (=DET): *Eğer beta hCG testi (+) ve gebelik mevcut ise, geriye kalan ve dondurularak saklanan embriyo(-lar) bir sonraki gebelikler için kullanılır.
*Beta hCG testi (-), yani gebelik yok ise, dondurularak saklanan embriyo(-lar) birkaç ay içinde çözdürülerek, doğal siklusla ya da hormon tedavisi ile hazırlanmış rahime transfer edilip gebelik elde edilmeye çalışılır
*Tüp bebek uygulanan bazı kadınlarda polikistik over sendromu, azalmış yumurtalık rezervi, veya rahim iç zarı ile ilgili sorunların olması ya da embriyolara genetik araştırma (preimplantasyon genetik tanı) yapılması gerekiyorsa gelişimini tamamlayan embriyolar (tercihen 5. Gün embriyoları) rahime transfer edilmezler ve embriyoların hepsi dondurularak saklanır. Bu durumlarda, “embriyoların hepsini dondurma stratejisi” uygulanarak gebelik şansı artırılmaya çalışılır. Dondurularak saklanan embriyo(-lar) birkaç ay sonra çözdürülerek, doğal siklusla ya da hormon tedavisi ile hazırlanmış rahime transfer edilip gebelik elde edilmeye çalışılır.
Tüp bebek tedavisi kimlere yapılır?
-Tüplerin tıkanıklığı ve Rahimle ilgili hastalıklar
-Erkek faktörü kısırlığı
-Sebebi açıklanamayan kısırlık
-Endometriozis hastalığı
-Yumurtalık yetmezliği ve Yumurtalık rezervi azalması
-Kanser sebebiyle yumurta, sperm ya da embriyo dondurma siklusları
-Genetik teşhis (Preimplantasyon genetik tanı) gereken hastalar
-Yumurtlama tedavisi ile gebelik olmuyorsa
Tüp bebek tedavisinin en önemli aşamalarından biri “döllenme”(=Fertilizasyon) aşamasıdır. Laboratuvarda döllenme aşamasına tarihsel olarak baktığımızda ilk kullanılan döllenme yöntemi klasik IVF dir. IVF (in vitro fertilization) laboratuvar ortamında, aynı laboratuvar kabı içine konan spermler ve yumurtanın müdahelesiz, kendi kendine döllenmesi ve embriyonun oluşmasıdır. Mikroenjeksiyon yöntemi de, laboratuvar ortamında olan bir IVF yöntemi olmakla birlikte, mikromanüplatör (mikroskop altında yumurta içine sperm enjekte etmeyi sağlar) denilen bir alet ile tek bir kaliteli sperm yumurta hücresi içerisine direkt olarak enjekte edilerek döllenme sağlanır ve embriyo elde edilir.
-IVF (In vitro fertilization): Robert G. Edwards tarafından, insanda ilk kez gerçekleştirilen IVF tedavisi(=tüp bebek tedavisi) ile ilk gebelik 1978 yılında oluşmuş ve doğmuştur. Yumurtlama tedavisi ile geliştirilen yumurtaların toplanmasından sonra, yumurtaların bir laboratuvar kabı içinde sperm tarafından döllendiği (1 yumurta + 50-100 bin sperm aynı kapta bırakılır ve sperm ile yumurtanın doğal yolla döllenmesi sağlanır) bir kısırlık tedavisidir. IVF tedavisi ile döllenmiş yumurtalardan (embriyolar) bir veya 2 tanesi daha sonra kadının rahmine transfer edilir ve burada yerleşip gebelik oluşması beklenir.
-Mikroenjeksiyon (=ICSI): Mikroenjeksiyon yöntemi kullanılarak oluşan ilk insan hamileliği 1991 yılında Gianpiero Palermo ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yöntemde döllenme kendiliğinden olmaz, mikromanüplatör cihazı kullanılarak döllenme sağlanır. Mikroenjeksiyon da laboratuvar ortamında yapılan bir IVF yöntemi olmakla birlikte, tek bir kaliteli sperm yumurta hücresi içerisine mikromanüplatör cihazi yardımıyla direkt olarak enjekte edilerek döllenme(fertilizasyon) sağlandığı için, döllenme oranı klasik IVF’ e göre yüksektir. Tüp bebek tedavisi sırasında mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmiş yumurtalardan (embriyolar) bir veya 2 tanesi daha sonra kadının rahmine transfer edilir ve burada yerleşip gebelik oluşması beklenir.
Mikroenjeksiyon tedavisi kimlere yapılmalıdır?
İlk dönemlerde, sperm sayısı çok az; sperm hareketi çok az veya spermde ağır yapısal bozukluklar varsa (Ağır erkek faktörü kısırlığı); klasik IVF tedavisi ile döllenme oranı düşük ise; azoospermi olan hastalarda sperm cerrahi olarak (mikroTESE, MESA yada PESA gibi yöntemlerle) elde edilmişse ya da vücutta sperm’e karşı antikorlar gelişmişse, döllenme oranını yüksek tutmak için mikroenjeksiyon ile döllenme yapılmaktaydı. Ancak, günümüzde tüp bebek merkezlerinin büyük çoğunluğu, döllenme oranı yüksek olduğu için IVF(laboratuvarda döllenme) yöntemi olarak mikroenjeksiyon yöntemini tercih etmektedirler.
Tüp bebek (Yardımcı Üreme Teknikleri) konusu ile ilgili bilimsel makalelerimiz:
1)Fisun Vural, Birol Vural, Emek Doğer, Yiğit Çakıroğlu. Perifollicular blood flow and its relationship with endometrial vascularity, follicular fluid EG-VEGF, IGF-1, and inhibin-a levels and IVF outcomes. Journal of Assisted Reproduction and Genetics 2016;33(10). DOI:10.1007/s10815-016-0780-7.
2)Fisun Vural, Birol Vural, Yiğit Çakıroğlu. In vitro fertilization outcomes in obese women under and above 35 years of age. Clinical and Experimental Obstetrics&Gynecology 2016; 43(2). DOI: 10.12891 /ceog 2080.2016.
3)Vural F, Birol Vural, and Çakıroğlu Y. The Role of Overweight and Obesity in In Vitro Fertilization Outcomes of Poor Ovarian Responders. Biomed Research International 2015; 2015: 781543. Doi: 10.1155/2015/781543.
4)Merve Demir, Emre Sertel, Özge Senem Yücel, Leylim Yalçınkaya, Sare Doğan, Osman Onur Daloğlu, Emek Doğer, Birol Vural . The Effect of Recombinant LH Addition to Recombinant FSH on Assisted Reproductive Technologies Outcomes in Overweight and Obese Patients without Polycystic Ovary Syndrome. Open Journal of Obstetrics and Gynecology 2020; 10(04):433-444 DOI:10.4236/ojog.2020.1040039
5)Özkan SÖ, Birol Vural. Yardımla Üreme Teknikleri ve Endikasyonları. Galenos Tıp Dergisi. 2004; 7: 74-80.
6)Birol Vural, Yücesoy İ, Erk, A, Karabacak O, “Yardımla üreme teknikleri,” Sendrom Dergisi, 1999; 11, 46-53.
İçerik Güncelleme Tarihi : 13.05.2023
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.