Normalde kadın doğum polikliniklerinde takip edilen gebeliklerin yaklaşık 5’te 1’i spontan düşük ile sonuçlanır. Spontan düşüğün sebebi, anormal gebeliklerin vücut tarafından erken dönemde tespit edilerek sonlandırılmasıdır. Bu, doğal bir seleksiyon mekanizmasıdır ve genellikle bir sonraki gebelikte tekrarlamaz.
Tekrarlayan gebelik kaybı (TGK) ise altta yatan bir neden dolayısıyla oluşan, tekrarlayıcı özellikte düşüklerdir. 20 haftanın altındaki gebeliklerde iki ve üzeri düşük TGK olarak kabul edilir. TGK, yaklaşık olarak 300 gebelikte 1 oranında görülür ve vakaların %50’sinden fazlasında neden bulunamaz.
En sık tespit edilen genetik bozukluklar dengeli translokasyon anormallikleridir. Bu durum, embriyonun genetik yapısında sorunlara yol açarak düşük riskini artırır.
Radyasyon, kimyasal maddeler ve çevre kirliliği TGK riskini artırabilir.
TGK oluşumundaki oranı düşüktür ancak bazı enfeksiyonlar erken gebelik kaybına yol açabilir.
Anne rahim iç zarı (endometrium) ile embriyo ve plasenta arasındaki bağışıklık sistemi karmaşıktır. Bu bölgede bağışıklık sistemindeki düzensizlik, bazı TGK vakalarının sebebi olabilir.
TGK vakalarının yaklaşık yarısında neden bilinmemektedir. Bu vakalarda bağışıklık sistemi ve rahim içi özel mekanizmalar sorumlu olabilir.
Tanı sürecinde; genetik analizler, hormonal testler, ultrason ve rahim içi yapısal değerlendirmeler kullanılır. Ayrıca trombofili taramaları ve otoimmün testler de uygulanabilir.
Tekrarlayan gebelik kaybı, çiftler için zor ve stresli bir süreçtir. Erken tanı, doğru testler ve kişiye özel tedavi planı ile gebelik şansı artırılabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme, egzersiz ve psikolojik destek sürecin başarısında önemlidir.
Düzenli jinekolojik kontrol ve multidisipliner yaklaşım, hem gebelik başarısını hem de annenin genel sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.